Kuruma ait değerli ve mahrem verilerimiz artık tek yerde ve kilit altında saklı vaziyette değil. Kurumların potansiyel saldırılara karşı kendilerini koruması kritik önemde. Saldırı şekilleri her geçen gün gelişiyor, saldırılar hackerlar tarafından hedef gözeterek ve daha akıllıca tasarlanıyor. Hackerlar yalnız çalışmıyorlar ve genellikle uluslararası siber suç organizasyonlarının üyesi durumundalar. Network sisteminizi sizden daha iyi bile tanıyor olabilirler. Sonuç olarak, bu saldırılardan haberdar olmak, güvenlik açıklarını keşfetmek ve önlem almaya çalışmak çok daha zor ve uzun zaman gerektiriyor. Peki tüm bunlardan kurumunuzu nasıl koruyacaksınız?
Güvenliği tek başına sağlamayı vaat eden ve herşeyi ben halledebilirim diyen UTM ürünlerine ne kadar güvenebiliriz? Şu anda networke bağlı kaç tane bilgisayar var? Kaç tane telefon ve tablet var? Kaç tanesi şirket çalışanı değil? Toplantı odasındaki bir network prizine bağlanan kötü niyetli bir misafiri nasıl engelleyeceğiz? Binanın dışına da sinyali taşan kablosuz ağa bizden habersiz bağlanılabilir mi? Starbucks’ta oturup emaillerini yanıtlayan çalışanların bilgisayarlarının güvende olduğundan emin miyiz? Tüm güvenlik ürünleriniz birbirleriyle konuşup istihbarat paylaşabiliyor ve hepsi aynı anda otomatik aksiyonlar alabiliyor mu? Sisteme bir hackerın girdiğini öğrendiniz? Nereden girdi? Nerelere ulaştı? Hangi verileri aldı? Hangi bilgisayarlara kendi yazılımını yerleştirdi? Bu yazılımlar başka hangi sistemlere kendisini kopyaladı? Temizliğe nereden başlayacağız?
Networkünüzün kendisinin elinizdeki en değerli savunma aracı olduğunu size söylesek ne derdiniz? Güvenlik bir bütündür. Güvenli network tasarımını bir de bizden dinleyin. Cisco ürünleri ile neleri başarabileceğinizi öğrenin.